Yıldızlı Geceli

Bu sefer popülerliğini çekiştireceğim konu, eminim senin de gözünün pek aşina olduğun bu kıvrak, sıcacık ve büyüleyici Yıldızlı Gece eseri. Bir sanat eserini popüler diye kategorize etmem, aslında o sanat eserinin çok sevilmesinden değil onun bir yerlere sürekli malzeme edilmesinden kaynaklanıyor. Sanki her yere kullanmalık görsellerin sayısında bir kıtlık yaşanıyor. Bu yüzden de her yerde karşımıza aynı şeyler çıkıyor. Van Gogh’un Yıldızlı Gece’si de aklımıza gelebilecek tüm eşyalara basılmış olabilir. Zira iç çamaşırlarında da bir Yıldızlı Gece esintisi var mıdır diye araştırdığımda çıkan sonuçlar beni pek şaşırtmadı. Eşyaların ardından dövmelerde, konsept kafelerde ve telefon duvar kağıtlarında da kendisine mutlaka rastlıyoruz. Tüm bunları incelediğimde Yıldızlı Gece, Van Gogh’un en sevilen ve en sahiplenilen eseri unvanını çoktan kapmış gözüküyor.

Ayrıca bir de herkes Van Gogh’a ilan-ı aşkını bu esintilerle sergileme çabasında. Sürekli kullanılması varlığını unutmamıza engel oluyor ve böylece sevilmesindeki en önemli etkenlerden biri haline geliyor diye düşünüyorum. Sürü psikolojisiyle her şeye malzeme edilip ekmeği yeniliyor, bu da bir süre sonra içimde beslediğim sempatinin antipatiye dönüşmesine neden oluyor. Tüm bu malzeme edilmelerden, sevda gösterilerinden olabildiğince uzak durmaya çabaladığımı fark ettim. Bu Van Gogh’a ve Yıldızlı Gece’ye olan hayranlığımın, sevgimin azalmasından değil de o esintilerden bıkkınlıkla kaçma isteğiydi. İşte günün tavsiyesi; sevgili Van Gogh hayranı, şova gerek yok, lütfen gizlice sev.

Bu yazıyı paylaşın:
Sonraki yazı
Rex! Tut Oğlum Şu Playlisti!
Önceki yazı
Eşitlik, Belki Bir Gün..

Başlıklardan...