Katsushika Hokusai tarafından 1800’lü yıllarda çizilen ve bugün ikonik bir sanat eseri olarak kabul gören Kanagawa Açıklarında Büyük Dalga, birçok yerde karşımıza çıkıyor. Hatta bu dalga figürü, peşimizi bırakmıyor desek yeri. Ev dekorasyonundan kıyafetlerimize, aksesuarlarımızdan her gün kullandığımız emojilere kadar yerini sabitledi ve uzun süre de hayatımızdan çıkmayacak gibi duruyor. Bu kadar kullanılır bir resim olmasının nedeni belki de basit görünümü. Milyonlarca sanat eserinin arasından sıyrılarak (hele batılı bir eser olmayıp) hayatımıza girmesi hiç de tesadüfi değil elbette.
Büyük Dalga eserinin sıklıkla birçok sanata da ilham olduğunu da görmekteyiz. Peki bu eserin bize aslında ne anlatmak istediğini hiç düşündünüz mü? Esere ilk bakıldığında dalgaların arasına kamufle edilmiş dağı görmek, evet zor. Fakat resmin çizilme nedeni o minicik dağın tam da kendisi. Japonlar için kutsal sayılan bu dağın 46 resimden oluşan bir seriye sahip. Bu eser de serinin en çok bilinen parçası aslında.
Resimdeki dalgalar, bir okyanus kenti olan Japonya için kabus olan doğal afetlerin bir sembolü. Dalgaların ejderhayı andıran pençelerinin kayıkçıların üzerine doğru gelmesi doğanın insan karşısındaki gücünün ve insanın da bu güç karşısındaki çaresiziliğinin bir temsili. Bu dalga figürünü gündelik hayatında kullanan neredeyse herkes, eserin aslında ne anlatmak istediğinden bihaber. Hatta emojiyi kullanan çoğu kişi, dalga emojisinin bu eserden esinlenerek yapıldığını da bilmiyor. Haliyle bu kadar popülerleşmesiyle hızlı ve bilinçsiz tüketilen bir ikondan ve kıvrılan bir dalgadan ibaret bir eser haline gelmiş durumda. Maalesef ki bu kadar sömürülmesine şahit olurken benim elimden -affet, yaptığın resmi de her yerde kullandık- diye iç geçirmekten başka bir şey gelmiyor. Şahsen oldukça etkilendiğim bu eserin, küresel bir markaya dönüşmüş hali oldukça canımı sıkıyor. Hele ki fakir hayatı boyunca resim sanatıyla uğraşmış sanatçımız dışında herkes bu dalganın ekmeğini yerken can sıkmamak da elde değil..