İddia ediyorum çevrenizde mutlaka kore dizisi hayranı birileri var. Yoksa da ya siz bilmiyorsunuzdur ya da onlar kendilerini saklıyordur. Neden mi saklasınlar? Bu kore dizilerine gıcık olan ‘ah be sen de mi’ deyip yerde yere vuran bir kesim mevcut da ondan. Konuşma şekillerine kıl kapan ve dizilerine katlanamayan onca insana rağmen büyük bir kore dizisi hayranı kitlesi de yok değil.
Kore yapımı dizileri genelde ergen kategorisindeki kişiler tercih ediyor. İzleyen yetişkinler, kanımca ergenliğini doyasıyla yaşayamamış kesimden. Koreliler kendi kültürlerini yansıtmakta da epey iyiler. Öyle ki nasıl bir millet oldukları şıp diye anlaşılıyor dizilerden ki bu da bizde asla olmayan bir şey. Kore dizilerini; aşkın, sevimlilik ve flörtleşmeyle harmanlanıp klişelerle dolu komediyle sahnelenmesi şeklinde özetleyebilirim. Türk dizileri gibi ‘bizim dizi tuttu haydi yüzlerce bölüm çekelim’ de demiyorlar. Kısa ve özdür, eğlenceli vakit geçirtir ama dizinin sonları genellikle hiç tatmin etmez. Birkaç izleyişten sonra zaten çoğu kore dizisinin birbirine benzediği anlaşılır. Ama yetmez çünkü izleyenleri çoktan bağımlısı olmuştur.
Kore dizileriyle birlikte kore pop çılgınlığı da had safaya ulaşmış durumda. Koreliler genç kızlarımızın gönlünde taht kurmuş; çekik gözlü olmaları mı, cümlenin sonlarını değişik bir tonlamayla bitirmeleri mi, bebek gibi sağlıklı suratları mıdır nedeni, artık ne dersen. K-pop müzikleriyle bile türk halkını hipnotize etmiş olması bir hayli ilgincime gitmiyor değil. Peki böylesine bir hayranlığın, bu çılgın popülerliğin elle tutulur bir yanı var mı sence? Vıcık vıcık, tatlılıklarla bezenmiş aşkları izlemenin ruh sağlığımızı nasıl etkilediği bir yana, K-pop bir diğer yana. Kaliteli ‘Kore’lenme dileğiyle…