Karantinada kaldığımız şu günlerde etrafımızda moralimizi bozacak kimse olmadığına göre bu görev de kendimize düştü. Uzun yıllar boyunca kendimi geliştirdiğim bu konuda size de destek olacağım. 5 başlıkta kendi moralimizi bozma! Hazırsan başlıyorum.
- Taradıktan sonra dökülen veya spontan olarak dökülmüş olan saçlarını üst üste topla ve 3 dk boyunca gözünü ayırmadan bak. Kelliğe veya seyrelmeye doğru emin adımlarla ilerlediğin görmen moral bozma konusunda vazgeçilmezlerdendir.
- Karantinayı spor yapmak, yeni bir hobi edinmek gibi verimli şeylerle geçirenlerin paylaşımlarını incele ama sakın kendin yapmayı deneme. Bunu yaparken de süre tut. Böylece bu kıskanma ve kendine olan nefretinin artmasına günde ne kadar vakit ayırdığını görebileceksin!
- Bakın burası çok önemli: Uyku düzenini bozmak lazım. Eskiden 12 oldu mu uyuyanlardansan artık güneşin doğuşunu izlemenin vakti gelmiş demektir. Sen yine 12’de uyu ama bu sefer saat 00.00 yerine 12.00 olsun. Tüm günü yorgun ve verimsiz geçirip güneşin batışında uyanmak gibisi yoktur.
- Ders çalışmak yerine dizi veya film izle. Ancak yeni bir dizi değil hali hazırda izlemiş olduğun bir şey olsun. Hatta düşük kaliteli yapımlar olsa daha da iyi olur. Böylece gerçekten boşa vakit geçirmenin nasıl hissettirdiğini ve yeni şeyler keşfetmek yerine aynı hatalar etrafında dönüp durduğunu hatırlamak moral seviyesini negatiflere indirmeye yetecektir.
- Son olarak da tokluk hissine yenik düşme. Tokluk seni durdurmasın. Her zaman yapılacak yeni bir tatlı tarifi, yenilecek ikinci kahvaltılar, beş çayları, yemek sonrası meyveleri ve gece yarısı atıştırmalıkları vardır. Bence yeni bir “challenge” yapalım. Buzdolabı kapağını açalım ve kendiliğinden geri kapanana kadar kim en çok yemek yiyebilecek görelim. #Fridgechallenge başlatıyorum.
Unutma sevgili okur, zorlu geçirdiğimiz bu günlerde çivi çiviyi söker. Bugünleri ne kadar kötü geçirirsek devamında gelecek olanlar o kadar iyi olacaktır.