Batu Akdeniz: “Tek motivasyonum kendimi ifade edebilmek”

Uzun süredir beklediğimiz albümü ‘Bir Kalbin Çöküşü’ kısa süre önce yayınlanan Batu Akdeniz, röportaj serimize konuk oldu.

  • İsmini Stefan Zweig’ın Bir Kalbin Çöküşü eserinden alan “Bir Kalbin Çöküşü” 10 parçalık ilk uzun metraj albümünüz. Biz çok beğendik albümü. Peki sizin için albümün kayıt süreci nasıl geçti ve gelen tepkiler nasıl?

Çok teşekkür ederim! Covid’in mahvetmeye çalıştığı ve insan üstü bir savaş ile mahvetmesine izin vermediğimiz bir süreç oldu aslında. Yine de normalde olacağından çok daha gecikti bitirilmesi. Ama mutluyum. Gelen tepkiler genel olarak çok güzel, insanların rock müziği özlediğini görüyorum.

  • Müzik aracılığıyla kendinizi ifade ederken temel motivasyonunuzu nasıl tarif edersiniz?

Sanırım tek motivasyonum kendimi ifade edebilmek ve anlaşılabilmek. Genellikle yaşadıklarımdan, kendi hayatımdan kesitler sunuyorum yazdığım şarkılarda ve şarkılarımın benim için kişisel anlamları da büyük. Beğenilince haliyle çok mutlu oluyorum. Bu klişe bir cevap aslında ama çoğu sanatçı böyle yanıtlayacaktır bunu.

  • Şarkılarınızı dinlerken hep kendimi soğuk bir Ankara gecesinde hayal ediyorum. Ankara size neler kattı, şarkılarınızda Ankara’nın yeri nedir?

Şarkılarımda anlattıklarımın hepsi değilse de çok büyük bir kısmını Ankara’da yaşadım. Benim için her zaman bir ev ve korunaklı alan oldu, bütün hayatım boyunca..

  • Bazı parçalar vardır ki, kalbinizde yeri hep farklıdır. Sizin zihninizi ve kalbinizi ele geçiren, ilk parçayı hatırlıyor musunuz?

Bon Jovi’nin It’s My Life klibini yeni çıktığı zaman televizyonda gördüğümü ve aklımı kaçırdığımı çok iyi hatırlıyorum. Şu an sahnede de cover olarak çalıyoruz bazen çünkü hepimizde böyle bir etki bırakmış.

  • Youtube’da “Yanlış Biriyle Doğru Hikaye” şarkınıza gelen bir yorum vardı. Hatta siz de sabitlemiştiniz. Bu yorumdaki soruyu size sormak isterim. Yanlış biriyle doğru hikaye yaşamak mı yoksa doğru biriyle yanlış bir hikaye mi?

İlkinin acısının daha az olduğunu düşünüyorum. Daha öğretici bir deneyim oluyor. İkincisinin hayal kırıklığı ve üzüntüsü daha büyük olurdu bende.

 

 

Bu yazıyı paylaşın:
Sonraki yazı
Kader Ağlarını Ördü!
Önceki yazı
“The French Dispatch” İncelemesi! (Spoilersız)

Başlıklardan...