Kanadalı R&B yıldızı The Weeknd, uzun süren sessizliğini bozdu ve benim gibi heyecanla bekleyen hayranlarını sonunda yeni albümüne kavuşturdu: After Hours!
After Hours, The Weeknd’in bir önceki albümü olan “My Dear Melancholy”de taşıdığı hüznü geride bırakıp küllerinden doğduğunu dinleyenlere açık bir şekilde hissettiriyor. Bu değişimin tarzına yansıdığı da rahatlıkla söylenebilir. Starboy döneminin bitmesinden sonra tabir-i caizse “karanlık” şarkılara yöneleceğini söyleyen The Weeknd, lafının hakkını veriyor ve adeta “Trilogy” albümüne nazire yapıyor. “Alone Again”, “Escape From LA”, “Faith” ve albüme de adını veren “After Hours” bunun en güzel örnekleri. Ancak hakim olan bu karanlık temaya rağmen prodüktörlüğünü Max Martin’in yaptığı 80’ler synthwave-retrowave altyapısına sahip şarkılar da mevcut (Blinding Lights, Hardest To Love, In Your Eyes ve Save Your Tears gibi). The Weeknd köklü bir değişim içerisinde olmasına rağmen “Heartless” ve “Snowchild” gibi şarkılar gerek trap altyapıları gerekse özgüven dolu sözleriyle “Starboy” albümünden izler taşıyor.
After Hours’a dair dikkat çeken diğer bir detay ise neredeyse hiç düet içermemesi. Tek istisna “Repeat After Me”nin prodüktörlüğünü üstlenen ismin Kevin Parker nam-ı diğer Tame Impala olması. Her ne kadar heyecan verici bir ortaklık olsa da, albümün sönük parçalarından olduğu kanısındayım.
Tüm albümü (şarkı sözlerinden anlaşıldığı üzere) Bella Hadid’e ithaf etmesine rağmen, kapanış şarkısı olan “Until I Bleed Out” buram buram “My Dear Melancholy” kokuyor ve eski kız arkadaşı olan Selena Gomez’e son bir veda niteliği taşıyor.
Deluxe versiyondaki üç yeni şarkıyı da (Nothing Compares, Missed You ve Final Lullaby) çok sevdiğimi ve albümün genel atmosferine cuk oturduğunu söyleyebilirim.
Yazımı noktalarken, büyük bir The Weeknd hayranı olarak bu yeni tarzını oldukça beğendiğimi ve After Hours’un yüksek beklentilerime rağmen beni tatmin ettiğini belirtmek isterim. Seçmesi her ne kadar zor olsa da favorilerim “Alone Again”, “After Hours” ve “Faith” oldu. Umarım daha uzun yıllar kendini geliştirerek üretmeye devam eder ve biz de keyifle dinlemeyi sürdürürüz.
