Bu hafta nereye baksanız ilk göreceğiniz dizi “Bir Başkadır” hakkında konuşalım biraz. Yönetmeni “Masum” dizisinin de yaratıcısı olan Berkun Oya.
Hakan Muhafız’dan Atiye’ye, ordan da Aşk101’e uzanan yolculuğun buraya gelmesi beni mutlu etti. En orijinal Türk Netflix dizisi olmuş bence. 8 bölümlük, farklı geçmişlerden gelip aynı tesadüflerde buluşan bir grup kişiyi konu alan dizi kimileri tarafından aşırı çok sevilirken kimileri tarafından da çok sevilmedi. Ortası bulunamadı anlayacağınız. Peki ben şans verilmesi gerektiğini düşünüyor muyum? Kesinlikle.
Benim için övülecek kısımlarına gelirsek; oyuncu kadrosuyla zaten göz dolduran dizide oyunculuklar da çok üst seviyelerde. Öykü Karayel, Fatih Artman, Funda Eryiğit ve Tülin Özen’i böyle bir projede görmek beni çok mutlu etti.
Dizinin en çekici kısmı ise bölümlerin kapanış jenerikleri. Jeneriklerin çoğunda Ferdi Özbeğen’in performansları bizi karşılasa da, farklı sinema filmlerine referanslar da görüyoruz. Bunlardan biri “Bosphore/Maurice Pialat”. Türkiye’de çekilen bir belgesel özelliği taşıyan bu film İstanbul’un geçmişine ve geleneklerine vurgu yapan bir anlatıya sahip. Diğer film ise “Sürü/Yılmaz Güney&Zeki Ökten”. İki filmde dizi ile paralellikler gösterdiği için anlatıyı daha da güçlendiren unsurlar olmuş.
Dizinin uluslararası alandaki ismine gelirsek “Ethos” eski Yunancada karakter anlamına geliyor. Felsefede ise etik sözcüğünden türemiş olup değerler anlamında kullanılıyor. Diziyi izleyince kafamda biraz daha oturdu.
Sosyo-kültürel olarak farklı insanlar gerçekten çok iyi gözlemlenip karakterler yaratılmış. Dizinin renk tonundan, kullanılan tipografiye kadar çok beğendiğim detaylar oldu. Görüntü yönetmeni inanılmaz bir iş çıkarmış. Senaryodaki tesadüfler klişesine arada “pf yine mi” desem de olsun o kadar..
