“House of Gucci” İncelemesi! (Spoilersız)

Yıllara meydan okuyan yönetmen Ridley Scott, The Last Duel’dan sonra aynı sene içinde bir iddialı yapımla daha karşımızda. Üstelik yine gerçek bir hikayeyi anlatıyor. Ancak mevzubahis bu kez Orta Çağ şövalyeleri değil, ünlü moda markası Gucci ve onun hanedanlığı.

Öncelikle, bu filmin yönetmenliği için Ridley Scott aklıma gelebilecek son isimdi. Filmografisi bilim-kurgu ve tarihi-savaş filmleriyle dolu olan Ridley dede “Yahu madem kariyerimin son düzlüğündeyim, neden moda ikonu bir markanın zengin ailesinin spekülasyonlarla dolu hayatının bir dramını çekmeyeyim ki!” demiş olsa gerek. Birkaç parodivari saçmalıktaki sahne dışında, Scott için aşina olmadığı bu türden alnının akıyla çıkmış diyebilirim.

Filmin oyuncularına gelirsek bizleri adeta bir all-star kadrosu karşılıyor: Al Pacino, Jeremy Irons, Adam Driver, Jared Leto, Salma Hayek ve Lady Gaga (?). Şaka bir yana, Gaga “A Star Is Born”dan bu yana oyunculuğunu geliştirmiş ve adeta “Patrizia Reggiani” karakteriyle bütünleşmiş. Ancak yine de, bu saydığım isimlerin yanında sırıttığı da yadsınamaz bir gerçek. Ama ister bu işe yıllarınızı vermiş olan efsane bir oyuncu olun, kimyanızın karakterle uyuşması en önemli faktörlerden biri olduğu için, Gaga doğru bir seçim olmuş diyebilirim. Yaşayan efsane Al Pacino’yu 2021’de beyazperdede hâlâ seyredebilmek tarif edilemez bir nimet. Bu şansı yakalayan nesilden olduğum için mutluyum. Öte yandan, seyircilerin büyük kısmı Jared Leto’yu bir hayli eleştirmiş. Doğruya doğru, gereksiz abartılı bir performansı vardı. Ama ben bu durumun “Paolo Gucci” ile bağ kurabilmemizi kolaylaştırdığını düşünüyorum. Karakterin safi duygusallığı, hareketlerinin manasızlığını da bir nebze anlaşılır kılıyor.

Şahsi fikrimce, gömüldüğü kadar kötü bir film değildi. Fakat “The Last Duel”ın bu senenin en iyi filmi olduğunu düşünen biri olarak, “House of Gucci”yi onun bir hayli gerisinde görüyorum. Oldukça basit bir hikayeyi yıldız kadrosuyla süsleme çabası da bunun en büyük etkenlerinden biri. Yine de, fırsatınız olursa sinemada izlemeyi tercih edebilirsiniz. Ama size tavsiyem, salondan çıktıktan sonra Gucci satan bir mağazanın önünden geçmeyin. Nitekim, bilet fiyatı bile insanı derin düşüncelere sevk ediyor.

The Last Duel İncelemesi | Radyo Hacettepe

Bu yazıyı paylaşın:
Sonraki yazı
“The French Dispatch” İncelemesi! (Spoilersız)
Önceki yazı
“Şimdi Nerede?”: fun.

Başlıklardan...