La la laazım olur: Bartu Küçükçağlayan’ın en sevdiği ilk 5 film

 

Canım sıkıldıkça film listeleri oluştursam da film izleyeceğim zamanlarda o listeye hiçbir şekilde uymayıp film arayanlardanım. Film arayışım da sevdiğim ünlülerin sevdiği filmlere uğramadan bitmiyor; o zaman Büyük Ev Ablukada’nın solisti ve birçok dizi-filmden aşina olduğum(uz) Bartu Küçükçağlayan’ın 2019’dan kalmış en sevdiği 10 filmin videodan arakladığım derli toplu listesi gelsin!

1- Fish Tank (2009)

Şampiyon’la kapatacağımız bu listeyi  Andrea Arnold’ın Fish Tank’iyle başlatıyoruz!

Filmle alakalı birkaç trivia var, bunlardan birisi Andrea Arnold’ın filmi kronolojik sırayla çekip oyunculara senaryoyu vermemiş olması, böylece her sahne bir sonraki sahnede ne olacağını bilmeden çekilen süreçlerden oluşuyor.

Film, genç bir kız olan Mia’nın çevresindeki karmaşık ve sıkıcı hayatın içinde kendi kimliğini bulma yolculuğunu, kırılganlığını ve kızgınlığını bir arada yaşarken hissettiği çaresizliğini İngiliz alt sınıf aksanıyla doğal ve can sıkıcı bir şekilde anlatıyor.

2- Crimes and Misdemeanors (1989)(ikinciler yani hiçler, birinci olamamış; üçüncü kadar takdir de edilmiyor)

Bartu Küçükçağlayan’ın bahsettiği sahnenin alıntısı şöyle:

”Hayatımız boyunca acı verici kararlarla karşı karşıya kalırız. Ahlaki seçimler. Bazıları büyük ölçekte olurken, çoğu daha küçük noktalarda gerçekleşir. Ama! Kendimizi yaptığımız seçimlerle tanımlarız. Aslında seçimlerimizin toplamıyız. Olaylar öngörülemez bir şekilde ve adil olmayarak gelişir, insan mutluluğu yaratılış tasarımında yer almamış gibi görünür. İlgisiz evrene anlam katan sadece bizleriz, sevgi kapasitemizle. Ve yine de çoğu insanın denemeye devam etme yeteneği olduğu ve gelecek nesillerin daha fazla anlayabileceği umudundan basit şeylerden bile mutluluk bulabildiği görülür.

Aşık olduğumuzda hedeflediğimiz şeyin aslında çok garip bir paradoksa denk geldiğini fark edeceksiniz. Paradoks, aşık olduğumuzda çocukken bağlı olduğumuz insanları yeniden bulmaya çalışmamızdır. Öte yandan, sevdiğimizden tüm hataları düzeltmesini isteriz, bu  dönemde ebeveynlerimiz veya kardeşlerimiz tarafından bize zarar verilmiştir. İşte bu nedenle aşk içinde şu çelişkiyi barındırır: Geçmişe dönme ve geçmişi geri almayı amaçlama çabası.

Her zaman hatırlamalıyız ki, doğduğumuzda hayatta kalmamız için çok fazla sevgiye ihtiyaç duyarız. Bu sevgiyi aldığımızda genellikle kalıcı olur. Ancak evren oldukça soğuk bir yerdir. Hislerimizle donattığımız ve belirli koşullar altında, şeyin artık buna değmediğini hissettiğimiz şeydir.”

dinlemek isteyenler için: https://www.youtube.com/watch?v=L69fm69eCZM

3- Do the Right Thing (1989)

Bu filmi izlemedim o yüzden yorumlayamayacağım ama sinemalar.com, ırkçılığa karşı durulması gerektiğini seksenler Amerika’sının sokak kültürüne uyarlayarak anlatmaya ve buna bağlı olarak gelişen olayları bize göstermeyi amaçlayan bir film olduğunu söylüyor. Spike Lee’nin en iyi filmi diyenler çoğunlukta, Bartu Küçükçağlayan’ın da en sevdiği üçüncü filmmiş efenim, devam edelim.

4-You Can Count On Me (2000)

(out of context, Melikşah’ın bazı filmleri anında bilmesi sinema kültürü çok hoşuma gidiyor.)

”Neden görünüşlerine en çok önem verdikleri zamanda genç kızlara diş teli takarlar?”

Kardeş ilişkileriyle beraber birbirimizin hatalarını anlama, kabul etme ve zorlukları ile aşk ve sadakati betimlerken ailemizdeki farklılıklarımıza ve karşılaştığımız engellere rağmen, büyüme, iyileşme ve koşulsuz sevginin gücü gibi kavramları vurgulayan ortalamanın birkaç tık üstü bir film diye düşünüyorum. Ben dördüncü sıraya koyar mıydım, koymazdım.

5- The Prestige (2006) (her şeyin yarısı)

Bu filmi ve Interstellar’ı favori olarak gösteren kişiler bana aynı kişilermiş gibi geliyor, ki Melikşah Altuntaş Bey de eminim aynı şeyi düşünüyordur, Bartu Küçükçağlayan da dahil olmak üzere bu filmi izlemeyen kalmadı var sayarak bu filmi hemen geçmek istiyorum.

Güzel film diyip geçmelik filmler listemize ikinci parttan devam ediyoruz, zira on tane film çok uzun görünüyor. Yazıların altına subway surfers editleri eklemeliyim.

edit: ikinci partı okumak için tık.

https://radyo.hacettepe.edu.tr/lazim-da-degil-gibi-ya-bartu-kucukcaglayanin-en-sevdigi-son-5-film/

 

 

Bu yazıyı paylaşın:
Sonraki yazı
Lazım da değil gibi ya: Bartu Küçükçağlayan’ın en sevdiği son 5 film
Önceki yazı
Eurovision 2023 finali bu gece

Başlıklardan...