En Farklı Oscar!

Bir gelenek daha COVID-19’dan nasibini aldı ve 2021 yılında tüm zamanların en sönük Oscar Töreni’ne şahit olduk. Aslında geçtiğimiz bir sene boyunca çok fazla filmin vizyona girememesi Akademi’nin de işini zorlaştırdı. Birçok filmin çekimleri durdu ya da vizyon tarihleri ertelendi. Ertelenmeyenler de beyazperde yerine online platformlarda yayınlandı. Bunun şüphesiz en büyük etkisi en iyi film adaylarının çoğunun düşük bütçeli olması ve festival filmlerini andırmasıydı. Bu yazımda çeşitli kategoriler üzerinden 93. Oscar Ödülleri’ni değerlendireceğim.

İsterseniz En İyi Film Ödülü’nden başlayalım. Yazımın girişinde de belirttiğim gibi bu 8 adaydan 2-3 tanesi hariç hepsi düşük bütçeli filmler. Bu mütevazı yapımları genellikle Sundance gibi festivallerde görmeye alışkın olduğumuzdan Oscar gecesi hiç olmadığı kadar farklıydı bu sene. Törenden önce favori olarak görülen “Nomadland” kimseyi şaşırtmadı ve ödülü kazandı. Öncelikle şunu söyleyeyim, Nomadland bu sekizli içerisinde kesinlikle en sevdiğim film değildi. Ama Akademi’nin son yıllardaki tavrını dikkate aldığımızda ben de kazanacağına kesin gözüyle bakıyordum. Modern dünyadaki düzen kurma telaşının aksine, göçebelik kavramına odaklanan ve bunu da yalnızlaşan bir bireyin iç dünyasıyla harmanlayarak yapan bir film Nomadland. Hissettirdiği gerçekçi ambiyansı ve etkileyici görüntüleri övgüye değer kısımları. Fakat Nomadland’in filmden ziyade belgesel özellikleri taşıdığını söylersek yanılmış olmayız. Öyle ki belki En İyi Belgesel kategorisinde aday olsaydı, bu tartışmalar yaşanmayacaktı. Özellikle ABD’de artan evsizlik sorununa değinmesi ve Asyalı yönetmen faktörleri birleşince kazanması kaçınılmaz oldu. Ancak şunu kesinlikle belirtmek lazım ki, eğer pandeminin tüm dünyayı kasıp kavurduğu 2021 senesinde olmasaydık, bırakın kazanmayı kuvvetle muhtemel aday dahi olamazdı. En azından bu kategoride.

En İyi Yönetmen Ödülü de Nomadland’in yönetmeni Chloe Zhao’ya gitti. Kendisinin bu başarıyı henüz 3. filminde yakaladığını düşünürsek oldukça iyi bir kariyer başlangıcı olduğunu söyleyebiliriz.  Ayrıca En İyi Yönetmen Oscar’ını kazanan ikinci kadın ve ilk Asyalı kadın olması kesinlikle takdire şayan. Aynı ödülü kazanan ilk kadın yönetmen Kathryn Bigelow’a kıyasla, çok daha fazla hak ettiğini söyleyebilirim. Geçen senenin kazananından sonra aynı ödülü yine bir Asyalının kazanması, Akademi’nin takındığı tavrı gizlemediğini gösteriyor. Zhao’nun tarihe geçen bu başarısının ülkesi Çin’de takdir edilmemesi hatta sansüre uğraması da olayın ayrı bir tarafı.

En İyi Kadın Oyuncu sizce hangi filmden? Evet, doğru tahmin: Nomadland! Frances McDormand aynı ödülü 3. kez kazanmış oldu ki rekorun 4 ödülle  Katharine Hepburn’de olduğunu düşünürsek bu inanılmaz bir başarı. Daha önceki iki rolü kadar etkileyici bir performans gördük mü, bu bir soru işareti. Ama McDormand yetenek ve özverinin bir araya gelmesinin izleyici için ne denli etkileyici olduğunu bir kere daha kanıtladı.

En İyi Erkek Oyuncu ödülü yaşayan bir efsane olan Anthony Hopkins’e gitti. Şahsi fikrime göre yaşayan en büyük 5 aktörden biri olan (Robert De Niro, Al Pacino, Jack Nicholson ve Morgan Freeman ile) Hopkins, bu ödülü 2. kez kazandı. Rakipleri arasında bir başka dev aktör Gary Oldman, geçen ağustosta kaybettiğimiz Chadwick Boseman, buralarda adını yeni yeni duyduğumuz Riz Ahmed ve Akademi’nin Asyalı kontenjanından gelen Steven Yeun vardı. (son cümle şakaydı) Ancak sonuç olarak ödül “The Father” filminde kelimenin tam anlamıyla inanılmaz bir performans sergileyen 83 yaşındaki Hopkins’in oldu. Bu da onu En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan en yaşlı isim yaptı.

En İyi Yardımcı Kadın ve Erkek Oyuncular sırasıyla Youn Yuh-Jung (Minari) ve Daniel Kaluuya (Judas and the Black Messiah) oldu. En İyi Özgün Müzik Ödülü’nü bir Pixar yapımı olan Soul kazandı. Pixar’ın her işi gibi bu da muhteşemdi. En İyi Görsel Efekt ise Nolan’ın son eseri Tenet’e gitti. (Tenet’i incelediğim yazım için: http://radyo.hacettepe.edu.tr/tenet-film-incelemesi-spoilersiz/)

Böylelikle sinemaseverlerin büyük oranda tatmin olmadığı en sönük ama aynı zamanda en farklı Oscar Töreni’ne tanıklık etmiş olduk. Bundan yıllar sonra bu gece ödül alan filmler unutulsa bile bu törenin kendisi hiç unutulmayacak, orası kesin.

Bu yazıyı paylaşın:
Sonraki yazı
ZHU’nun Rüya Diyarı!
Önceki yazı
“Esaretten Cesarete” Ekibi Stüdyomuzdaydı

Başlıklardan...